top of page
Yazarın fotoğrafıOdette Psikoloji

Doğa ve Klinik Sağlık



Doğa ve Klinik Sağlık

Doğa ile temasın klinik sağlık ve iyi hissetme hali üzerinde olumlu etkiler yaratabileceği fikri, hem Batı hem de Batı dışı kültürlerde uzun bir geçmişe sahiptir. Bu fikir günümüzde de oldukça geçerliliğini korumaktadır. Örneğin, 2012 yılında Van den Berg’in Hollanda’da temsilci bir örneklem üzerinde yaptığı bir araştırmada, katılımcıların %96’sı “Doğaya yapılan bir ziyaret bana sağlıklı bir his veriyor” ifadesine katıldıklarını belirtmiştir. İnsanlar sadece doğanın sağlıklı olduğuna inanmakla kalmaz, aynı zamanda bu inançlarına uygun davranışlar da sergilerler.

1984 yılında Roger Ulrich, prestijli Science dergisinde yayımladığı bir çalışmada, doğaya maruz kalmanın insan sağlığını iyileştirebileceğine dair ilk kez ampirik kanıt sundu. Safra kesesi ameliyatı sonrası iyileşen hastaların hastane kayıtlarını kullanarak, Ulrich, odaları ağaçlı doğal bir alana bakan hastaların ameliyat sonrası hastanede daha kısa süre kaldıklarını, hemşirelerin notlarında daha az olumsuz yorum aldıklarını ve tuğla duvar manzarasına bakan hastalara göre daha az güçlü ağrı kesici ilaç kullandıklarını gösterdi. Bu özellikle ameliyattan sonra çevresel farkındalığın artıp ancak hala ağrının devam ettiği 2-5. günlerde daha belirgin hale geldi.

Ulrich’in çalışmasının bulguları, Güney Kore’de bir hastanede yapılan bir dizi klinik denemede de tekrarlandı. Bu çalışmalarda, ameliyat sonrası hastalar, iç mekan bitkilerinin bulunduğu ve bulunmadığı odalara rastgele (şansa dayalı olarak) yerleştirildi. Denemelerin sonuçları, bitkilerin bulunduğu odalardaki hastaların daha kısa süre hastanede kaldıklarını ve daha az ağrı kesici ilaç kullandıklarını gösterdi. Ulrich’in çalışmasından farklı olarak, Kore’deki çalışmalar sırasında hastalar tamamen aynı olan odalara, sadece bitkilerin varlığı veya yokluğu farkıyla yerleştirildi. Bu nedenle, iki grup arasındaki sağlık farklılıkları net bir şekilde bitkilerin varlığına bağlanabilir.


Doğa ve Sağlık Arasındaki Bazı Mekanizmalar

Doğa ile sağlık arasındaki olumlu ilişki nasıl açıklanabilir? Üç ana mekanizmayı ele alabiliriz:

Havanın Kalitesinin İyileştirilmesi:

Bitkiler ve ağaçlar, havadaki kirleticileri temizleme yetenekleriyle bilinir ve gölge sağlayarak, nemi artırarak sıcaklığı düzenler. Ek olarak, zararlı böceklere, mantarlara ve bakterilere karşı doğal bir savunma mekanizması olarak “fitonsit” adı verilen uçucu yağlar salgılarlar. Yeni araştırmalar, fitonsitlere maruz kalmanın sağlık açısından faydalı olabileceğini göstermektedir. Ofisinizde veya evinizde bir saksı bitkisi bulundurmak bu faydaları sağlayabilir.

Fiziksel Aktivitenin Teşvik Edilmesi:

Doğal bir ortam, fiziksel aktiviteyi destekleyebilir. Örneğin, insanlar doğal ortamlarda yürüyüş yaparken veya bisiklete binerken genellikle daha olumlu duygular yaşar ve daha az yorgunluk hissederler. Çocuklar için doğal ortamlarda oyun oynamak, duygusal, bilişsel ve fiziksel gelişimleri için faydalı olan daha yaratıcı ve keşifçi oyun davranışlarını teşvik edebilir.


Stres Azaltma:

Doğa ve yeşil alanlar, stresi azaltma yetenekleriyle yaygın olarak takdir edilmektedir. Pek çok insan, doğanın sesleri ve görüntüleriyle çevrili olmanın zihinsel ve fiziksel gerilimi hızla nasıl hafifletebileceğini ve bir rahatlama hissi uyandırdığını deneyimlemiştir. Araştırmacılar, bu sakinleştirici etkinin insan evrimine bağlı olabileceğini, çünkü beynimizin zamanla güvenli ve rahatlatıcı doğal ortamlara olumlu yanıt verecek şekilde adapte olmuş olabileceğini öne sürmektedir.

Doğanın sağlığı doğrudan ve dolaylı olarak etkileyebileceği birçok başka olası yol da vardır. Örneğin, gürültünün tamponlanması, D vitamini üretimini tetikleyen ultraviyole ışığa maruz kalma, doğayla bağın güçlenmesi veya manevi deneyimlerin teşvik edilmesi gibi yollar.

bottom of page
WhatsApp