top of page
Yazarın fotoğrafıOdette Psikoloji

İstek (Arzu), İllüzyon ve Depresyon



Arzu ve İllüzyon

İstekler, hayatımızı iyileştirmemiz ve yeni bir yöne yönelmemiz için bizi motive edebilir. Ancak gerçekçi bir istek ile sadece hayal gücümüzde var olan bir illüzyon arasında ince bir sınır vardır. Çoğu zaman illüzyonlar baştan çıkarıcıdır ve bize ulaşamayacağımız bir mutluluk ve tatmin vaadi sunar. Bu illüzyonlar, bizi gerçeği çarpıtan ve depresyona yol açabilen bir düşüş spiraline sürükleyebilir.


Ancak isteklerimizi takip edersek, hayatımızı gerçekten iyileştirebilir ve isteklerimizi yerine getirebiliriz. Gerçekleşen istekler, hayal kırıklıklarını aşmamıza yardımcı olabilir ve bize tatmin ve doyum duygusu verebilir. İsteklerimizi yerine getirdiğimizde, özgüvenimizi ve motivasyonumuzu artırabiliriz, böylece yeni zorluklarla karşılaşabilir ve hayatımızı daha da iyileştirebiliriz.


Ancak ilerleyebilmek için illüzyonlarımızdan vazgeçmemiz gerekir. Freud, "Bir İllüzyonun Geleceği" adlı eserinde şöyle yazar: "İllüzyon için insan isteklerinden türemesi karakteristiktir, bu açıdan psikiyatrik bir sanrıya yaklaşır…" ve böylece gerçeklikten "doğrulama"yı reddeder. İllüzyonlarımıza saplanıp kalırsak, klinik olarak tanımlanabilir bir sanrıya yakın bir şekilde hareket ederiz, gelişemez ve duraklama durumunda kalırız. İllüzyonlarda ısrar etmek, bizi sürekli aynı yanıltmacaya kapılmamıza ve hayal kırıklığına uğramamıza neden olarak sonsuz bir hayal kırıklığı döngüsüne sokabilir.


İnsan, mevcut durumunu iyileştirme kapasitesine sahip bir varlıktır. İstekler, değişimin önemli bir itici gücü ve kişisel gelişim için bir motivasyondur.


Psikanalitik açıdan, özellikle Freud ve Lacan’a göre, illüzyon ile depresyon arasındaki ilişki, insanın daha derin bir psikolojik düzeyinde ve deneyiminde incelenebilir. Psikanalizde depresyon genellikle kayıp ya da bir yaralanma ile ilişkilendirilen bir durum olarak kabul edilir, özellikle sevilen bir nesnenin veya güçlü bir duygusal bağın kaybı ile bağlantılıdır. Depresyon, bu kayıplara ve bunlarla ilişkili acıya bir tepki olarak görülür.


"İllüzyonlar, gerçeğe karşı geçici bir kaçış sunar, ancak nihayetinde bu, kaybın işlenmesini engeller ve depresyonun derinleşmesine yol açar."


Depresyon bu şekilde bir başa çıkma mekanizması olarak anlaşılabilir. Depresyondaki kişiler, kayıp ya da yaralanmanın acı verici gerçeğinden korunmak için illüzyonlar ya da hayaller geliştirme eğilimindedirler. Bu illüzyonlar, kaybı reddetmek, telafi etmek ya da ondan kaçınmak amacıyla kullanılır.


Freud, "yas tutma çalışması" terimini, insanların kayıplarla başa çıkmak için geçirdiği süreci tanımlamak için kullanır. Depresyonda, bu süreç bozulur. İllüzyonlar, yasın acısından kaçınmak ya da onu azaltmak için kullanılır. İllüzyonlar, geçici olarak gerçeğe karşı bir kaçış sunar, ancak nihayetinde kaybın işlenmesini engeller ve depresyonun derinleşmesine yol açar. İllüzyonlar, bizi acı veren bir deneyimden geçici olarak korusa da, uzun vadede kaybın işlenmesini engeller.


Lacancı bir bakış açısından, illüzyon ile depresyon arasındaki ilişki, İmaginer ve Sembolik kavramlarıyla incelenebilir. İmaginer, görüntüler ve hayaller düzeyine karşılık gelirken, Sembolik, dilin, sembollerinin ve toplumsal yapının (babanın yasası) düzenini ifade eder. Depresyonda, İmaginer baskındır, oysa Sembolik zayıflamış ya da bozulmuştur. İllüzyonlar, gerçekliği çarpıtarak algılama anlamında İmaginer'in aşırı vurgulanması olarak anlaşılabilir. Bu, canlı bir iletişim ve toplumsal etkileşim yeteneğinin kaybolmasına yol açar.


Psikanalitik psikoterapi, depresyona yol açan temel çatışmaları ve bilinçdışı süreçleri ortaya çıkarmayı amaçlar. Sembolik düzeyde, özellikle gece ve gündüz rüyalarıyla çalışma yoluyla, bilinçdışı içeriklerin araştırılmasıyla analizde illüzyonların üstesinden gelinmeye çalışılır. Amaç, kaybın ve bununla ilişkili terk edilme duygularının farkına varılması ve işlenmesidir.


Sonuçta, kayıp her zaman, çocukluğumuzda sahip olduğumuzu inandığımız cennetin kaybıdır. "Ama değil mi, infantilizm aşılmak için vardır? İnsan sonsuza dek çocuk kalamaz, düşman hayata çıkmalıdır. Buna 'gerçekliğe eğitim' denir…" diyerek Freud, "Bir İllüzyonun Geleceği"nde illüzyonun sürdürülmesini savunur.


bottom of page
WhatsApp