top of page

Çocuklarda Dürtüsellik

  • Yazarın fotoğrafı: Odette Psikoloji
    Odette Psikoloji
  • 8 Ara 2021
  • 3 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 23 Kas 2022









Çocuklarda Dürtüsellik

Çocuklarda Dürtüsellik

Çocuklarda dürtüsellik Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu’nun (DEHB) hiperaktivite alt

kümesinin son üç maddesinde ifade edilmektedir. Dürtüsellik sorunu doğuştan gelen kontrol, hazzı

erteleme, sabretmek gibi becerilerin yerine getirilmesinde sorun yaratan nörogelişimsel bir

bozukluktur. Toplumsal ve dini öğretiler bizim davranış ve tutumlarımızı şekillendirir ve belli bir

filtreleme sisteminden geçirilmesini sağlar. Ancak dürtüsellik sorunu olan çocuklarda bu filtreleme

mekanizması mevcut değildir. Bu nedenle kendilerini kontrol etmekte, haz duygularını ertelemekte

ve sabırlı olmakta oldukça güçlük çekerler. Bunun sonucunda çeşitli negatif duygular, biyolojik

ihtiyaçlar veya merak gibi pozitif duygular da kontrolsüz bir biçimde filtrelenmeden ortaya çıkar.

Diğer bir değişle normal nörogelişimsel bir çocukta dur-düşün-harekete geç mekanizması mevcutken

dürtüsellikte direkt olarak harekete geç durumu söz konusudur. Sosyal hayatta fevri, ani parlayan

saman alevi misali, patavatsız veya kendini dobra olarak niteleyen kişiler dürtüsellik belirtilerini

gösteren kişilerdir. Dürtüsellikte etki ve tepki mekanizmaları arasında bir orantısızlık söz konusudur.

Örneğin dürtüsel çocuklardan “ama o da benim saçımı çekti”, “o da benim önüme geçti” gibi

söylemler duyarız. Bu durum sonrası çocuk ya özür diler ya da oh iyi oldu hak ettin sen bunu gibi iki

tabloyla karşılaşırız. Çocuklar dürtüsellik uzun süre kontrol altına alınmadığında vicdan duygusu

yıkıma uğrayabilmektedir. Bunun en büyük nedeni dürtüsel olarak adlandırılan gruptaki çocuklar

ellerinde olmadan tekrar tekrar birden fazla olumsuz durumun içine düştüklerinden belli bir süre

sonra artık pişmanlık hissini kaybetmeye başlayabilmektedirler. Dürtüsellik çoğu zaman ergenlik

yıllarına kadar devam edebilmekte ve bazen en ufak tetiklenmeler bile büyük tepkilere

dönüşebilmektedir. Bu durum yıkıcı davranış paternlerine dönüşmeye başladığında mutlaka destek

alınması gerekmektedir.

Özellikle sosyal hayatta dürtüselliği kuralları kendi belirlemeye çalışan, yenilgiye gelemeyen, çocuklar

olarak gözlemleriz. Bu çocuklar ya kuralı değiştirir ya da oyunu bozarlar. Kurallara uyamayan ve

yenilgiyi kabl etmeyen bu çocuklar aynı zamanda bu gibi negatif duygularla da baş edemeyip

saldırgan davranışlar geliştirebilirler. Dürtüselliği cinsiyet farkları açısından değerlendirdiğimizde ise

erkeklerde saldırganlık kadınlarda ise aşırı müdahalecilik davranışı şeklinde gözlemlemekteyiz.

Okul sürecinde yazı yazmak istemeyen, eşyalarını sürekli kaybeden veya dağınık, pasaklı gibi sıfatlarla

adlandırılan çocuklar dikkat eksikliği olan çocuklardır. Sınıfta sandalyesinde oturmakta güçlük çeken,

sınıf düzenini bozan ve arkadaş ilişkilerinde de sorun yaşayan çocuklar ise hiperaktivite+dürtüsellik

sorunu yaşıyor olabilirler. Bu çocuklarda defalarca söz verdikleri halde sözünde duramama, sırasını

bekleyememe veya arzuyu erteleyememe gibi durumlar çok sık gözlemlenmektedir. Özellikle açlık

veya susuzluk gibi temel ihtiyaçlar dürtüsellik durumunu aşırı düzeyde tetiklemekte, bu ihtiyaçlarının

biran önce karşılanmasını ciddi anlamda talep eder bu gruptakiler.

Cinsellikle ilgili bilgi sahibi olunmaya başlanıldığı dönemlerde kızların eteklerini kaldırma, annesinin

göğsüne dokunmak isteme, seks kelimesini duyduğunda hemen ciddi bir merakla araştırmaya girmek

gibi eylemlerden dolayı başları derde girebilir. Ayrıca merak duygusu nedeniyle başkalarının eşyalarını

izinsiz almak, sinirlendiğinde karşısında kim varsa ağzına geleni söylemek veya sınıfta canı sıkıldığı için

tuhaf sesler çıkartmak gibi davranış sorunları geliştirebilirler. Dürtüsellikte “canım çok sıkıldı” favori

cümledir, her şeyden çok hızlı ve kolayca sıkılabilir sürekli yeni uyarana ihtiyaç duyabilirler. Dürtüsellik

sorunu yaşayan çocuklar terapiye çoğunlukla öfke problemi veya uyum sorunlarıyla gelirler. Tüm bu

bilgilerin ışığında aileyi ve çocuğu bu konuda eğitmek ve okulu da bu sürece dahil etmek çok


önemlidir. Ailenin, çocuklarının yaşadığı bu dürtüsellik sorunun doğasını anlaması çok önemlidir.

Ayrıca birçok ebeveyn çevrenin de etkisiyle, çocuklarının yaşadıkları bu sorun nedeniyle kendilerini

veya birbirlerini suçlama eğiliminde olabilmektedir. Bu nedenle bu sorunun doğuştan gelen,

kendilerinin meydana getirmediği bir sorun olduğunu bilmeleri, ailede kurallarla ilgili sorunlar olsa

bile bu durumun disiplin konusundaki problemlerle alakası olmadığını duymaları çok önemlidir. Diğer

bir değişle evde sınır sorunu olmasa da bu sorunu yaşayacaklar bu çocuklar çünkü çevresel olarak

değil biyolojik olarak ortaya çıkan bir sorun alanıdır dürtüsellik. Diğer taraftan özellikle ortaya çıkan

yıkıcı davranış sorunları sonrası çocuklar ailelerin tarafından kendilerini kontrol edememekle

suçlanmaktadır. Nasıl ki ailenin bu durumla ilgili bir suçu yoksa dürtüsellik sorunu olan çocuğun da

hiçbir suçu yoktur. Aslında ailelerde çocuklar da masumdur ve çocuklar ebeveynlerinin bir ‘aferin’ini

alabilmek için çok uğraşırlar. Bu durumu bir araba metaforuyla anlatacak olursak arabanın normalde

işleyişinde hiçbir sorun yokken durması gerektiği durumlarda araba duramaz çünkü arabanın üretim

sürecinde fren mekanizması takılmamıştır. Bu nedenle ebeveynlerin ya bu süreci yönetmeyi

öğrenmeye ya da bu durumu kabul edip onunla yaşamaya alışması gerekmektedir. Çünkü bu sorunu

tamamen ortadan kaldırmak mümkün değildir. Dürtüsellikte asıl tedavi ilaç tedavisiyle mümkün

olmaktadır. Dürtüsellik sonucu ortaya çıkan sosyal ortamlardan dışlanma, ebeveyn çocuk

çatışmalarında artış ve ilişkide kopuklukların başlaması gibi durumlar söz konusu olduğunda

çocuklarda depresyon, kaygı sorunları, benlik saygısında düşüş, özgüven eksikliği gibi durumlar ise

psikolojik danışmanlık süreciyle desteklenmesi gereken sorunlardır. Dürtüsellikle çocukların erken

dönemde tespit edilmesi ilerleyen dönemlerde problemin yıkıcılığının artmasını önemli ölçüde

azaltmaktadır. Bu nedenle çocukta yukarıda bahsedilen sorunlardan bazıları mevcutsa bir uzmana

danışmakta fayda vardır.

 
 

ADRES:

Nisbetiye Mahallesi,

Nisbetiye Caddesi No:38A

D:20

Levent/Beşiktaş/İstanbul

+905435091790

Mail: odettepsikoloji@gmail.com

Pazartesi- Cuma: 8am - 8pm

​​Cumartesi-Pazar: 8am - 7pm

  • Whatsapp
  • Instagram

© 2023 by Odette Psikoloji.

bottom of page
WhatsApp
Phone