top of page

İlişkinizde Ada mı? Dalga mı? Yoksa Çapa mısınız?

Güncelleme tarihi: 23 Kas 2022





İlişkinizde Ada mı? Dalga mı? Yoksa Çapa mısınız?


İnsan canlısı doğduğu andan itibaren ona bakım veren bir başka canlıyla duygusal ve fiziksel

bir bağ kurmaya ihtiyaç duyar. Dünyaya yeni gözlerini açmış bir bebek ancak bu bağ

sayesinde hayata tutunur ve gelecekteki tüm zamanlarda kuracağı ilişkilerin yapısını bu bağ

sayesinde meydana getirmeye başlar. Bağlanma olarak adlandırdığımız bakım veren ve

bebek arasında kurulan bu etkileşim bebeğin kendisi, bir başkası ve dünyayı algılama

biçimini doğrudan etkileyen güçtedir ve hayat boyu devam edecek olan bir ilişkilenme

sistemini oluşturur. Bağlanmanın kurulması sürecinde ebeveyn bebeğin ihtiyaçlarına daha az

yanıt veriyorsa bebek yetişkin hayatında kendini çok ifade etmeyen ya da az talepkar bir

yetişkin olarak hayatına devam edecektir. Ada olarak ifade edeceğimiz bu grup, uzaklaşmacı

ebeveynlere sahiptir. Bu nedenle Ada’ların kaygıdan kaçınma stratejisi yetişkinlik

hayatlarında ihtiyacını minimum düzeyde ifade etmek, kendi kendine yetmek ve başka

insanlarla ilişkilenmeye çok gerek görmemektir. Uzaklaşmacı grubun içinde olan bu kişiler

bağlanma sürecinde ihmal edilen ve ben kendime yeterim sratejisini geliştirmek zorunda olan

kişilerdir. Ailelerinde performans odaklı, bağımsız ve özerk olmanın önemli olduğu mesajını

alan Ada’lar hayatlarında zekanın, başarının ve gücün önemini fazlasıyla vurgularlar.

Gerçekte oldukları gibi kabul görmemiş olmaları, anlaşılmadıklarına ve kendi dünyalarında

fazlasıyla zaman geçiriyor olmalarına sebep olduğundan oldukça yalnız hissetmelerine de

neden olur. Çünkü bu yalnızlık hali başkasına ihtiyaç duymaktan veya ilişkilenme halinden

çok daha tanıdıktır ve birilerinin onlara destek olmasındansa kendi ihtiyaçlarını karşılamak

çok daha güvenli bir histir. Bu nedenle Ada olarak tanımladığımız kişiler öz regülasyonu

oldukça kuvvetli, özgürlüğüne düşkün ve bireysel sınırları çok keskin tiplerdir. Onlar için

ilişkide uzun süre var olmak çok önemli değildir çünkü buna inançları yoktur. Bu nedenle sık

partner değiştirir, yalnız olmayı sever ve kendinden bir şeyler vermek durumunda olmak

rahatsız edici hissettirdiği için ilişki böyle bir hal almaya başladığı andan itibaren oradan

koşarak uzaklaşırlar. Ada’lar oldukça iyi sır tutar, deneyimlerinin birçoğunu kendine saklar ve

çatışmalardan mümkün olduğunca kaçınırlar. Aynı doğrultuda onlardan bir şey talep

edilmesinden ve işlerine karışılmasından pek hoşlanmaz, bunu tehdit olarak algılarlar. Bir

ada çok fazla yüz ifadesi sergilemez çünkü bunun bir kaybı olacağına inanır. Kendilerini çok

iyi tanımazlar ve geçmişleriyle ilgili anıları çok net değildir; hatta çocukluğuyla ilgili bir sürü

şeyi hatırlamayabilirler. Tabiri caizse çocukluklarını sabunlu suyla silmiş gibi çoğunlukla

temiz ve parlak kısımları hatırlayan Ada’lar geçmişi göz ardı eden ve üzerinde çok durulması

gerekmeyen bir zaman olarak görüler.

Ada’ların aksine Dalga olarak adlandırdığımız gruptaki insanlar da bağlanma sürecinde zihni

çoğu zaman başka şeylerle meşgul olan ebeveynleriyle olmuşlardır. Diğer bir değişle bu

kişiler çocukluklarında ebeveynlerinin en az birinin duygu durumunu yönetmek zorunda

kalmış olabilirler. Ebeveynlerinin kendileri de bir Dalga olabilir, alkol bağımlısı, depresyonda

ya da kendileri de çok yalnız ve terk edilmiş olabilirler. Bu nedenle bakım vereninin zaman

zaman başka şeylerle ilgilendiğini ve dalıp gittiğini gözlemlemişlerdir. Dalga’ların ebeveynleri

bazen çok fazla oradayken bazense hiç yoklardır. Bu durum bebekte sürekli yakınlık arama

haline, duygusal olarak geri çekilmeye karşı aşırı duyarlılık ve ebeveyne yapışkanlık

meydana getirir. Bu gruptaki bebekler aşırı sinyal verme ya da sinyali çok büyük bir şekliyle

verme halindedir. Ayrıca sinyal yönetme şekilleri abartılı, çok konuşan ve dışarıdan gelen

regülasyona çokça bel bağlayan bebekler haline dönüşürler. Diğer bir değişle sakinleşirken

de sosyalleşirken de hep dışarıdan birine muhtaçlık ortaya çıkar. Dalga’lar çok yardımsever

insanlardır ancak üzgünsem de sen beni rahatlat istiyorum derler. Ada’ların aksine kendilerini


çok fazla ifade eder ve çok fazla yüz ifadesi kullanırlar. Ebeveynlerinin duygu değişimleriyle o

kadar meşgul olmuşlardır ki karşı tarafın verdiği bir tepki sonucu geri çekilmesi gerektiğinde

bunu yapmakta çok zorlanırlar çünkü geçmişte defalarca buna mecbur bırakılmışlardır.

Dalga’lar bir şeyi çok ister o şeye sahip olduktan sonra da onu kendilerinden uzaklaştırırlar.

Özellikle çift ilişkilerinde partnerlerini elde etmek için yüksek bir çaba harcar partnerler

kendilerine yakınlaştığında ise onları iterler. Eylemleri çekmek ve itmek üzerinedir. Hep bana

gel beni tut isteyen, ama hiçbir zaman bu kişi bana aittirdir diyemeyenlerdir Dalga’lar. Bir de

çoğu zaman kızgındırlar ve onlarla neden olmak istenildiğinin kanıtlarını sürekli sorgularlar.

Eninde sonunda terk edileceklerine inandıklarından partnerlerine ya aşırı yapışır ya da

sürekli sorun çıkarırlar. Ayrıca Ada’ların aksine geçmişle çok fazla uğraşıp, haksızlığa

uğradığını düşünüp sıkça öfkelenirler. Bu nedenle ilişkilerde zorba ve tehdit eden taraf

genellikle Dalga’lardır. Dalga’lar gelişimsel anlamda beyinlerinin sağ tarafını kullanmaya

meyillidirler ve konuların özüne odaklanır ve kendilerince bir anlam çıkardıktan sonra

partnerlerini daha fazla dinlemeye gerek duymazlar. Ada’lar ise beyinlerinin daha çok sol

tarafını kullandıklarından dünyayı mantık, sekans ve neden-sonuç ilişkisi içinde

anlamlandırırlar. Bu nedenle Dalga’ların aksine daha net ve az konuşur, fakat hemen

vazgeçip yanlış anlamlara varabilirler. Konuşma örüntüleri Ada mı, Dalga’mı yoksa Çapa2mı

olduklarını ele verir. Ada’lar ve Dalga’ların aksine; Çapa’lar daha işbirlikçi ve güvenli

bağlanan kişilerdir. Çapa’lar çocukluk anılarını daha dün yaşanmış gibi çok net hatırlar, canlı

ve coşkulu anlatabilirler. İç görüleri yüksek, işbirliği ve dayanışmaya yatkındırlar.

Bebekliklerinde ihityaçlarına yeterince cevap verilmiş olduğundan Çapa’ların “ben sevilmeye

layığım insanlar güvenilirler ve dünya güvenli bir yer” gibi bir inanç sistemleri mevcuttur.

Terapiye başvuran çiftlerde Dalga’lar partnerlerine karşı“sen beni sevmiyorsun, beni

desteklemiyorsun ve benle yeterince zaman geçirmiyorsun”gibi bir şikayetlenme halinde

olduklarını duyarken Ada’larda ise “beni çok boğuyorsun, tuzağa düşmüş gibi hissediyorum,

yapmak istediğim şeyi yapmakta özgür değilim” şeklinde bir şikayet duyarız. Tüm bunların

ışığında ilişkinizde Ada’mı Dalga’mı yoksa Çapa’mı olduğunuz ilişkiyi ne kadar kaliteli ve

keyifli yaşayabileceğinizi oldukça fazla belirler.



6 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page